worrying, disquieting, perturbing; tending to interrupt

listen to the pronunciation of worrying, disquieting, perturbing; tending to interrupt
Englisch - Türkisch

Definition von worrying, disquieting, perturbing; tending to interrupt im Englisch Türkisch wörterbuch

disturbing
karıştırıcı
disturbing
rahatsızlık veren
disturbing
{f} rahatsız et

Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım. - I didn't call on you for fear of disturbing you.

Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm. - I'm sorry for disturbing you.

disturbing
{s} rahatsız edici

Rahatsız edici bir haberimiz var. - We have some disturbing news.

Az önce Tom bana çok rahatsız edici bir şey söyledi. - Tom just told me something very disturbing.

disturbing
{f} rahatsız et: prep.rahatsız ederek
disturbing
{s} huzur bozucu

Ben onu huzur bozucu buldum. - I found it disturbing.

disturbing
{i} raha

Gürültü beni rahatsız ediyor. - The noise is disturbing me.

Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı.. - They are talking loudly when they know they are disturbing others.

disturbing
{s} karışıklık çıkaran
disturbing
rahatsız etme

Sizi rahatsız etmediğimi umuyorum. - I hope I'm not disturbing you.

Ne olursa olsun seni rahatsız etmeye niyetim yok. - I have no intention whatever of disturbing you.

Englisch - Englisch
{s} disturbing
worrying, disquieting, perturbing; tending to interrupt
Favoriten