Bahçe ahşap bir çitle çevriliydi.
- The garden was surrounded by a wooden fence.
Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.
- The hermit lived in a wooden hut.
Bu tahta bir masadır.
- This is a wooden table.
Ben bir tahta kaşık almak istiyorum.
- I'd like to buy a wooden spoon.
Ahşaptan yapılan evler taştan yapılanlara göre daha çabuk yanar.
- A wooden house burns more easily than a stone house.
Japon flütleri çoğunlukla bambu kamışından yapılır, fakat son zamanlarda bazı ağaç olanları ortaya çıkmıştır.
- Most Shakuhachi are made from bamboo, but recently some wooden ones have appeared.
Çoğu Matruşka tahtadan yapılmıştır.
- Most matryoshkas are wooden.
Unmoving.