Ona senin bana borçlu olduğundan çok daha fazlasını ben sana borçluyum dedim. Sana nişanlımın hayatını borçluyum, Mary.
- I owe you much more than you owe me, I said to him. I owe you the life of my fiancee, Mary.
Tom nişanlısı Mary için bir kolye satın aldı.
- Tom has bought a necklace for his fiancée, Mary.