Eşlerimiz birlikte alışverişe gitti.
- Our wives went shopping together.
Eşler yaşadıkları sürece birbirlerine yardım etmeli.
- Husbands and wives should help each other as long as they live.
İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
- A good daughter will make a good wife.
Eşimin adı Lidia Zarębowa.
- My wife's name is Lidia Zarębowa.
Onun karısı neye benziyor?
- What is his wife like?
Karısıyla İnternet üzerinden tanıştı.
- He met his wife online.
She's my wife. O benim karım.
Çirkin bir bayan eş bahçenin etrafındaki iyi bir çit gibidir.
- An ugly wife is a good fence around the garden.
Bayan Davis sadece mükemmel bir eşti.
- Mrs. Davis was anything but a perfect wife.
O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
- He left his wife and shacked up with a woman half her age.
Şu kadın onun karısı olmalı.
- That woman must be his wife.
A new wife for the gander is introduced into the pen.