Onlar eski eşlerin masalları.
- Those are old wives' tales.
Yardımlarınızı vatandaşlara, eşlerine ve çocuklarına getirin.
- Bring your help to the citizens, and to their wives and children.
Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
- My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
Eşimin adı Lidia Zarębowa.
- My wife's name is Lidia Zarębowa.
John Floridalı, karısı ise Kaliforniyalı.
- John comes from Florida and his wife from California.
Karısıyla İnternet üzerinden tanıştı.
- He met his wife online.
She's my wife. O benim karım.
Karım bayanlar korosunda şarkı söylüyor.
- My wife sings in the ladies' choir.
Çirkin bir bayan eş bahçenin etrafındaki iyi bir çit gibidir.
- An ugly wife is a good fence around the garden.
Şu kadın onun karısı olmalı.
- That woman must be his wife.
O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
- He left his wife and shacked up with a woman half her age.
A new wife for the gander is introduced into the pen.