witness; evidence; proof of some fact

listen to the pronunciation of witness; evidence; proof of some fact
Englisch - Türkisch

Definition von witness; evidence; proof of some fact im Englisch Türkisch wörterbuch

testimony
tanıklık

O güçlü bir tanıklık yaptı. - He gave a powerful testimony.

testimony
{i} şahitlik
testimony
{i} şahadet
testimony
kanıt/ifade
testimony
ifade

Leyla'nın ifadesi mahkemeyi şok etti. - Layla's testimony shocked the court.

Leyla'nın çelişkili ifadesi mahkemeyi şaşırttı. - Layla's conflicting testimony confused the court.

testimony
ispat
testimony
{i} kanıt, delil
testimony
{i} ifade verme
testimony
{i} vahiy
testimony
leh veya aleyhte tanıtlama
Englisch - Englisch
testimony
witness; evidence; proof of some fact
Favoriten