O, ülke dışında olduğu için sık sık Skype kullandı.
- Because she was out of the country, she used Skype frequently.
Biz kitabın dışında bir şey bırakmadık.
- We have left nothing out of our book.
Sizin fikirleriniz tamamen çağ dışıdır.
- Your ideas are all out of date.
Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
- Your opinion seems to be out of date.
Bu makine bozuk. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
- This machine is out of order. Please try again later.
Tom senin dengin değil.
- Tom is out of your league.
Tom onu bir adalet duygusundan yoksun olarak yaptı.
- Tom did it out of a sense of justice.
Karısı zorunluluktan dolayı işe başlamıştır.
- His wife has started to work out of necessity.
Yüzmede iyi olmadığımdan dolayı, boyumu aşan yerlerde yüzmekten kaçınırım.
- As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok.
- I've been out of touch with things for several months now.
Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
- Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
Tom bu ayın sonunda kasabanın dışına taşınıyor.
- Tom is moving out of town at the end of this month.
O, evin dışına giderken görüldü.
- He was seen going out of the house.
Tavan arasından dışarı çıkma.
- Don't come out of the attic.
Once out of the farm the approach of poverty would be sure.