Onu kullanmadığın sürece özgürlük yararsızdır.
- Freedom is useless unless you use it.
Tüm çabalarımın yararsız olduğu ortaya çıktı.
- All my efforts turned out to be useless.
Havlu oldukça işe yaramazdı.
- The towel was quite useless.
Veri tamamen işe yaramaz.
- The data was completely useless.
İnsanların söylemek istemediği şeyleri tercüme etmek faydasızdır.
- It's useless to translate things that people don't want to say.
Onunla konuşmak faydasız.
- It is useless to talk to him.
Neden okulda çok fazla kullanışsız şey öğreniyoruz?
- Why do we learn so much useless stuff in school?
Doğada hiçbir şey kullanışsız değildir.
- Nothing in nature is useless.
Doğa hiçbir şeyi boşuna yapmaz.
- Nature does nothing uselessly.