Tom hatalarını isteyerek kabul eder.
- Tom readily admits his mistakes.
Seve seve önerimi kabul etti.
- He readily agreed to my proposal.
Seve seve ricamı dinledi.
- She readily listened to my request.
Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.
- The eloquent scholar readily participated in the debate.
Tanınmış diplomat komiteye kolayca katıldı.
- The noted diplomat readily participated in the committee.
readily achievable.