O her zaman çok sıradan giyinir ve renk veya stille ilgilenmez.
- He always dresses very casually, and doesn't care about color or style.
Tom her zamankinden biraz daha sıradan giyinmiş.
- Tom is dressed a little more casually than usual.
Tom'u tesadüfen selamladım.
- I greeted Tom casually.
Tom gündelik giyinmişti.
- Tom was dressed casually.
Bugünlerde herkes gündelik olarak televizyon izler.
- These days everyone watches television casually.