without any perceived hesitation between actions

listen to the pronunciation of without any perceived hesitation between actions
Englisch - Türkisch

Definition von without any perceived hesitation between actions im Englisch Türkisch wörterbuch

immediate
acil

Acil önlemler gereklidir. - Immediate measures are needed.

Acil tıbbi mücadeleye ihtiyacın var. - You need immediate medical attention.

immediate
{s} hemen

Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı. - I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.

Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum. - I can't reply your message immediately, for I can't type fast.

immediate
derhal olan
immediate
en yakın

Tom Mary'nin en yakın amiridir. - Tom is Mary's immediate supervisor.

Bu adam benim en yakın amirimdir. - This man is my immediate superior.

immediate
şimdiki

Şimdiki patronumu memnun etmek zordur. - My immediate boss is tough to please.

immediate
hazır

Eve vardıktan sonra derhal bir yemek hazırlamaya girişti. - Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.

Ayrıntılar hemen hazır değildi. - Details weren't immediately available.

immediate
çabuk
immediate
acele

Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık. - We ate a hasty meal and left immediately.

immediate
doğrudan dogruya
immediate
{s} dolaysız
immediate
{s} doğrudan
immediate
{s} en yakın olan
immediate
yakın/acil
immediate
(sıfat) yakın, hemen, derhal, acil, şu an ki, doğrudan, dolaysız, en yakın olan
immediate
{s} yakın

Yakın geleceğim için planlarım yok. - I don't have plans for my immediate future.

Sen yakın tehlike içinde misin? - Are you in immediate danger?

immediate
(Askeri) BİR ÜST (KOMUTANLIK, MAKAM İÇİN)
immediate
{s} derhal

Derhal bir ambulans geldi. - An ambulance arrived immediately.

Delegeler derhal oylarını kullandılar. - The delegates voted immediately.

immediate
immediacy : yakınlık
without any hesitation
hiç tereddüt etmeden
Englisch - Englisch
immediate
without any perceived hesitation between actions

    Silbentrennung

    with·out a·ny perceived hes·i·ta·tion be·tween actions

    Türkische aussprache

    wîdhaut eni pırsivd hezıteyşın bitwin äkşınz

    Aussprache

    /wəᴛʜˈout ˈenē pərˈsēvd ˌhezəˈtāsʜən bēˈtwēn ˈaksʜənz/ /wɪðˈaʊt ˈɛniː pɜrˈsiːvd ˌhɛzəˈteɪʃən biːˈtwiːn ˈækʃənz/
Favoriten