Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
- When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
Onlar sık sık kendileriyle çelişiyorlar.
- They contradict themselves constantly.
Sally saç stilini sürekli değiştiriyordu.
- Sally was constantly changing her hairstyle.
İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar.
- People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.
Amcam sürekli olarak ailesine başına bela olur.
- My uncle constantly causes his family trouble.
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
- I'm constantly telling her to behave herself.
Daima kendi kendime lakırdı ederim.
- I constantly talk to myself.
Agrippa and the rest of his weeping friends earnestly besought him not to offer violence unto himself, ‘with a settled resolution he desired again they would approve of his good intent, and not seek to dehort him from it’; and so constantly died.