Englisch - Türkisch
Definition von with reluctance im Englisch Türkisch wörterbuch
- istemeyerek
- reluctantly
- isteksiz olarak
Tom, Mary'nin trajik romanını isteksiz olarak yayınladı.
-Tom reluctantly published Mary's tragic novel.
Onu görmeye isteksiz olarak gitti.
-He reluctantly went to see her.
- reluctantly
- zoraki
- hesitantly
- tereddütle
Tom tereddütle başladı.
-Tom began hesitantly.
Tom tereddütle başını salladı.
-Tom nodded hesitantly.
- reluctantly
- isteksizce
Tom Mary'i isteksizce evine kabul etti.
-Tom reluctantly let Mary into his house.
O isteksizce önerimi kabul etti.
-He reluctantly agreed to my proposal.
- hesitantly
- z. tereddütle, duraksayarak
- reluctantly
- üzülerek/gönülsüzce
- reluctantly
- ağırdan alarak
- reluctantly
- istemeden
O istemeden tek başına gitti.
-She reluctantly went by herself.
- reluctantly
- gönülsüzce
Sami evliliği sona erdirmek için gönülsüzce onay verdi.
-Sami reluctantly gave the OK to end the marriage.
Tom gönülsüzce kendi başına gitti.
-Tom reluctantly went by himself.
- reluctantly
- z. istemeyerek, gönülsüzce; tereddüt içinde
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von with reluctance im Englisch Englisch wörterbuch
- hesitantly
- reluctantly
with reluctance
Silbentrennung
with re·luc·tanceTürkische aussprache
wîdh rilʌktınsAussprache
/wəᴛʜ rēˈləktəns/ /wɪð riːˈlʌktəns/
Resimler
Historie
Favoriten