Tom beni cezalandırmak istedi.
- Tom wanted to punish me.
İsyancıları cezalandırmak için ona ısrar etti.
- They urged him to punish the rebels.
Öylesine bir şeyi bir kez çok sık yaparsın ve cezalandırılırsın.
- You do such a thing once too often and get punished.
O, yalan söylediği için cezalandırıldı.
- He was punished for lying.