Hava sıcaktı. Ve hava oldukça nemliydi.
- The weather was hot. And pretty humid.
Bu soğuk değil, sıcak.
- This is hot, not cold.
Biraz baharatsız ve acısız Kore yemeği yemek istiyorum.
- I want to eat some Korean food that isn't hot and spicy.
Acı ve baharatlı olmayan bir şey yemek istiyorum.
- I want to eat something that's not hot and spicy.
Tom Mary'ye ateşli olduğunu söyledi.
- Tom told Mary that he was hot.
Keşke sınıfımda bazı ateşli kızlar olsa.
- I wish there were some hot girls in my class.
Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.
- The fresh strawberries went like hot cakes.
Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.
- Our guide misinformed us about the location of the hotel.
O, gördüğüm en seksi adam.
- He's the hottest guy I have ever seen.
Bu kız gerçekten seksi.
- This girl is really hot.