with a lot of

listen to the pronunciation of with a lot of
Englisch - Türkisch

Definition von with a lot of im Englisch Türkisch wörterbuch

a lot of
birçok

Yolda birçok hayvan gördü. - She saw a lot of animals on the road.

Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir. - A lot of English words are derived from Latin.

deep
derin derin

Bob o konuyu derin derin düşündü. - Bob thought deeply about that matter.

Sadece bizim aramıza, o çok derin derin düşünmez. - Just between us, he doesn't think very deeply.

deep
deniz

Hazine, denizin derinliklerine gömüldü. - The treasure was buried in the deepest of the sea.

Denizin bu bölümü derin ve tehlikeli. - This part of the sea is deep and dangerous.

a lot of
sürüsüne bereket
a lot of
bini bir paraya
deep
kalın
a lot of
bir dünya
a lot of
külli
a lot of
çok

Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var. - I can't go out because I have a lot of homework.

Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum. - I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.

a lot of
niçe-niçe
a lot of
kârlı
deep
karmaşık
deep
anlaşılmaz

Onun romanları benim için çok anlaşılmazdır. - His novels are too deep for me.

deep
{f} derince
deep
yoğun

Yaşamlarımızı büyük sevgiden ve derin kederden daha yoğun bir şekilde yaşamayız. - We never experience our lives more intensely than in great love and deep sorrow.

deep
(duygu) derin
deep
(the ile) deniz
deep
derine inen
a lot of
bir çok

Son zamanlarda, uzaktan eğitim hakkında bir çok konuşma vardı. - Recently, there's been a lot of talk about distance education.

Bir çok çözümü düşünüyoruz. - We are thinking of a lot of solutions.

a lot of
çok/pek çok (şey): She bought a lot of books. Çok kitap aldı
with a lot
birçok
deep
alçak
deep
{s} keskin
deep
tok yürekten
deep
{s} tok (ses)
deep
gizli ve geniş planlar
deep
{s} pes

Tom'un pes bir sesi var. - Tom has a deep voice.

deep
{s} yürekten

Tom Mary'yi yürekten seviyor. - Tom has a deep affection for Mary.

Sana yürekten âşığım. - I'm deeply in love with you.

deep
{s} ağır
deep
{s} şiddetli, ağır
deep
ciddi/boğuk/koyu/derin
Englisch - Englisch
deep
A lot of
gobs of

He wants to make gobs of money selling cassettes.

a lot of
very much, very many
with a lot of

    Silbentrennung

    with a Lot of

    Türkische aussprache

    wîdh ı lôt ıv

    Aussprache

    /wəᴛʜ ə ˈlôt əv/ /wɪð ə ˈlɔːt əv/

    Videos

    ... And so what we agreed, after a lot of give and take with the ...
    ... But the biggest topic by far was songwriting, because I think that a lot of your fans have ...
Favoriten