Bebek beşikte uyuyakaldı.
- Das Baby schlief in der Wiege ein.
Çocuktum, hatırlıyorum, annem beni beşikte sallıyordu.
- Ich war ein Kind, ich erinnere mich, meine Mutter schaukelte mich in der Wiege.
Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.
- What is learned in the cradle is carried to the tomb.
Beşik sallayan el dünyayı yönetir.
- The hand that rocks the cradle rules the world.