Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.
- As usual, the physics teacher was late for class.
Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
- They're late, as usual.
Tom ve Mary her zaman olduğu gibi boşa zaman harcıyordu.
- Tom and Mary were wasting time, as usual.
Teslimatlar her zaman olduğu gibi devam edecek.
- Deliveries will continue as usual.
Keiko bize her zamanki gibi hoş bir gülümseme gösterdi.
- As always, Keiko showed us a pleasant smile.
Tom her zamanki gibi erkenden kalktı.
- Tom rose early as always.
He is as healthy as ever.
- Er ist wie immer wohl auf.
My father is as busy as ever.
- Mein Vater ist so beschäftigt wie immer.