Her zamanki gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kalmıştı.
- As usual, Mike was late for the meeting this afternoon.
O, her zamanki gibi geç geldi.
- He came late as usual.
Teslimatlar her zaman olduğu gibi devam edecek.
- Deliveries will continue as usual.
Tom ve Mary her zaman olduğu gibi boşa zaman harcıyordu.
- Tom and Mary were wasting time, as usual.
Bugün her zamanki gibi kalbimdesin.
- You are in my heart today as always.
Tom her zamanki gibi erkenden kalktı.
- Tom rose early as always.
She studies as hard as ever.
- Sie lernt so fleißig wie immer.
He is as healthy as ever.
- Er ist wie immer wohl auf.