O, tatsız yaşlı bir adamdı.
- He was a disagreeable old man.
Tom, yüzünde tatsız bir ifade, onların kapılardan acele ile girişini izledi.
- Tom watched them hurry through the doors, a disagreeable expression on his face.
O çok huysuz bir adam.
- He's a very disagreeable man.
Tom huysuz yaşlı bir adam.
- Tom is a disagreeable old man.