Ben onu bir çelişki olarak görmüyorum.
- I don't see it as a contradiction.
Diplomatik ve askeri stratejimiz açıkça çelişki içindeydi.
- Our diplomacy and our military strategy were clearly in contradiction.
It's a bundle of contradictions.
- Es ist ein Bündel von Widersprüchen.
That's a contradiction.
- Das ist ein Widerspruch.