Orijinal qipao geniş ve boldu.
- The original qipao was wide and loose.
Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
- A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
Genişlik temel boyutlardan biridir.
- Width is one of the basic dimensions.
Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
- To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.
- When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.
Mississippi Nehri derin ve geniştir.
- The Mississippi River is deep and wide.
Bu dergi yaygın olarak dolaşır.
- This magazine circulates widely.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
- Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
Oturma odamda geniş pencereler var.
- My living room has wide windows.
New York'un caddeleri çok geniştir.
- The streets of New York are very wide.
Kapı sonuna kadar açıktı.
- The door was wide open.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
- Keep your eyes wide open!
Fadıl kapıyı ardına kadar açık buldu.
- Fadil found the door wide open.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
- Keep your eyes wide open!
Tom gözlerini ardına kadar açtı.
- Tom opened his eyes wide.
Fadıl kapıyı ardına kadar açık buldu.
- Fadil found the door wide open.
Benim hobilerim sadece geniş kapsamlı değil fakat aynı zamanda faydalı da.
- My hobbies are not only wide-ranging but also useful.
Deprem geniş çaplı hasara yol açtı.
- The earthquake caused widespread damage.
Nedense, tamamen uyanığım ve uykuya dalamıyorum.
- For some reason, I'm wide awake and can't fall asleep.
Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
- Tom remained wide awake the whole night.
Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
- To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
Yolun genişliği güvenli sürüş için yetersiz.
- The width of the road is insufficient for safe driving.
Sizin tahmin hedeften uzak.
- You're wide of the mark.
The inquiry had a wide remit.
He was wide awake.
The arrow fell wide of the mark.
He travelled far and wide.