Japon ekonomisi geniş ölçüde büyüdü.
- The economic of Japan grew up widely.
Bu geniş ölçüde benimsenmedi.
- It hasn't been widely adopted.
Orijinal qipao geniş ve boldu.
- The original qipao was wide and loose.
Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
- A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
Oturma odamda geniş pencereler var.
- My living room has wide windows.
Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
- These insects are widely distributed.
It has been the most widely-used method of nanotube synthesis.
İngilizce dünyada en yaygın konuşulan dildir.
- English is by far the most widely-spoken language in the world.
Onun adı yaygın olarak biliniyordu.
- His name was becoming widely known.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
New York'un caddeleri çok geniştir.
- The streets of New York are very wide.
Mississippi Nehri derin ve geniştir.
- The Mississippi River is deep and wide.
Arka kapı sonuna kadar açık.
- The back door's wide open.
Kapı sonuna kadar açıktı.
- The door was wide open.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
- Keep your eyes wide open!
Fadıl kapıyı ardına kadar açık buldu.
- Fadil found the door wide open.
Fadıl kapıyı ardına kadar açık buldu.
- Fadil found the door wide open.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
- Keep your eyes wide open!
Benim hobilerim sadece geniş kapsamlı değil fakat aynı zamanda faydalı da.
- My hobbies are not only wide-ranging but also useful.
Deprem geniş çaplı hasara yol açtı.
- The earthquake caused widespread damage.
Henüz tamamen uyanık değilim.
- I'm not wide awake yet.
Saat sabahın üçü fakat ben tamamen uyanığım ve çabalasamda uyuyamadım.
- It's already 3 a.m., but I'm wide awake and couldn't fall asleep if I tried.
Sizin tahmin hedeften uzak.
- You're wide of the mark.
In 1866 Colonel J. F. Meline noted that the rebozo had almost disappeared in Santa Fe and that hoop skirts, on sale in the stores, were being widely used.
The inquiry had a wide remit.
He was wide awake.
The arrow fell wide of the mark.
He travelled far and wide.
... which has been widely reported, mobile growth rate ...
... were prosperity is widely shared ...