wi'

listen to the pronunciation of wi'
Englisch - Türkisch

Definition von wi' im Englisch Türkisch wörterbuch

with
{e} ile

Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın. - You must not write a letter with a pencil.

Batman, Robin ile arkadaştır. - Batman is friends with Robin.

with
yanında

Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım. - I took sides with them in the argument.

O her gün şemsiyesini yanında taşır. - He carries his umbrella about with him every day.

with
yanına

Yanına bir şemsiye almadı. - He didn't take an umbrella with him.

Gözleri kapalı olarak onun yanına oturdu. - She sat next him with her eyes closed.

with
-in lehinde
with
canlı

Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı? - Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me?

O, arkadaş canlısı kahverengi gözlerle bana gülümsedi. - She smiled at me with friendly brown eyes.

with
uyanık
with
ile beraber

Leyla, Sami ile beraber uyuşturucu kullanıyordu. - Layla was doing drugs with Sami.

Emily ile beraber gitmek istiyorum. - I want to go together with Emily.

with
-i olan
with
-e karşın
with
-den yana
with
-e karşı
with
-e rağmen
with
sayesinde

Yardımın sayesinde başarabildim. - With your help, I could succeed.

Yeteneğin sayesinde çok para kazanabilmelisin. - With your talent, you should be able to make a lot of money.

with
nedeniyle

Tom grip nedeniyle hastalandı. - Tom came down with the flu.

Biz kaza nedeniyle nadir bir durumla karşılaştık. - We were faced with an unusual situation because of the accident.

with
geri

Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar. - I think everyone looks back on their childhood with some regret.

Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı. - In the end, the Germans were forced to withdraw.

with
ile beraber/birlikte, ile: She's living with her aunt. Teyzesiyle beraber oturuyor. Will you come with us? Bizimle gelir misin? Wisdom
with
-li
with
(İnşaat) ile, birlikte
with
edat
Englisch - Englisch
with