whole; complete

listen to the pronunciation of whole; complete
Englisch - Türkisch

Definition von whole; complete im Englisch Türkisch wörterbuch

entire
bütün

Soruyu bütünü ile inceleyin. - Examine the question in its entirety.

Onlar bütün günü sahilde geçirdiler. - They spent the entire day on the beach.

entire
{s} tüm

Yeni vergi girişinin tüm ekonomiyi etkilemesi bekleniyor. - The introduction of the new tax is expected to affect the entire economy.

Tom'un vasiyetine göre, Mary onun tüm gayrimenkulünü miras olarak alacak. - According to Tom's will, Mary will inherit his entire estate.

entire
yekpare
entire
bütünlüklü
whole and complete
tam ve eksiksiz
entire
tutuş
entire
tam

Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever. - See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.

Ben, onun söylediğini tamamen anlamıyorum. - I don't entirely understand what he said.

entire
{s} bütün, tamam, hepsi: the entire group grubun hepsi
entire
hepsi

Tom gece yarısında uyandı ve bir paket cipsin hepsini yedi. - Tom woke up in the middle of the night and ate an entire bag of chips.

entire
iğdiş edilmemiş tek parçadan ibaret
entire
iğdiş edilmemiş at
entire
{s} iğdiş edilmemiş
entire
{s} katışıksız
entire
{s} saf

Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız. - Bullying is a serious problem, but we have to understand that setting out to eliminate it entirely isn't a realistic proposition.

entire
kenarı dişli olmayan
Englisch - Englisch
entire
whole; complete
Favoriten