whole; complete

listen to the pronunciation of whole; complete
Englisch - Türkisch

Definition von whole; complete im Englisch Türkisch wörterbuch

entire
bütün

Bu, bütün diskteki favori parçam. - This is my favorite track on the entire disc.

Bütün günü plajda geçirdik. - We spent the entire day on the beach.

entire
{s} tüm

Tom üç saatte tüm kitabı okudu. - Tom read the entire book in three hours.

Jane randevusunda tüm bir çikolatalı kekin bittiğine inanamadı. - Jane could not believe it when her date polished off an entire chocolate cake.

entire
yekpare
entire
bütünlüklü
whole and complete
tam ve eksiksiz
entire
tutuş
entire
tam

Kaza tamamen önlenebilirdi. - The accident was entirely avoidable.

Kitabın tamamını okursanız hayal kırıklığına uğramazsınız. - You won't be let down if you read the entire book.

entire
{s} bütün, tamam, hepsi: the entire group grubun hepsi
entire
hepsi

Tom gece yarısında uyandı ve bir paket cipsin hepsini yedi. - Tom woke up in the middle of the night and ate an entire bag of chips.

entire
iğdiş edilmemiş tek parçadan ibaret
entire
iğdiş edilmemiş at
entire
{s} iğdiş edilmemiş
entire
{s} katışıksız
entire
{s} saf

Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız. - Bullying is a serious problem, but we have to understand that setting out to eliminate it entirely isn't a realistic proposition.

entire
kenarı dişli olmayan
Englisch - Englisch
entire
whole; complete
Favoriten