Önemli olan tek şey senin öğretmeninin senin raporunun yeterince iyi olup olmadığını düşünmesidir.
- The only thing that matters is whether or not your teacher thinks your report is good enough.
O, bana orada kimsenin olup olmadığını sordu.
- He asked me whether anybody was there.
Grace'in evde olup olmadığını biliyor musunuz?
- Do you know whether or not Grace is at home?
Tom Mary'nin emin ellerde olup olmadığını bilmiyordu.
- Tom didn't know whether Mary was safe or not.
Tom Mary'nin dürüst olup olmadığından emin değil.
- Tom doubts whether Mary is honest.
Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
- We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
Kazanmak için ister Lions'ları ister Tiger'ları seç, sonucu şansa bağlıdır. Çünkü her iki takım eşit olarak güçlüdür.
- Whether you pick the Lions or Tigers to win, the result will be a toss-up because both teams are equally strong.
Gidip gitmeyeceğimiz havaya bağlı.
- Whether we go or not depends on the weather.