Şimdi nereye gidiyorlar?
- Where are they going to right now?
Ona nereye gittiğini sordum.
- I asked him where he was going.
Kadını nerede gördün?
- Where did you see the woman?
Britney Spears nerede?
- Where is Britney Spears?
Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
- Please tell me where you will live.
Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where your dad went?
Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.
- We anticipated where the enemy would attack.
Havaalanı otobüsleri nereden kalkıyor?
- Where do the airport buses leave from?
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Hani küçük prensesim?
- Where's my little princess?
Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur.
- Foreign accent syndrome is an as-yet unexplained medical condition where the patient can no longer pronounce his mother tongue correctly and seems to have a foreign accent.
Size rehberlik etmek için hiçbir ders kitabı cevabının mevcut olmayacağı durumlar olacaktır.
- There will be situations where no textbook answer will be available to guide you.
Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
- Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Where there's smoke there's fire.
Tom altın paralarını koyduğu yerin mükemmel saklama yeri olduğunu düşünüyordu. Fakat, yanılıyordu.
- Tom thought where he put his gold coins was the perfect hiding place. However, he was wrong.
Gizlenme yerimizin nerede olduğunu kimseye söyledin mi?
- Have you told anyone where our hideout is?
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Bu sıranın sonu neresi?
- Where is the end of this line?
Kanada'nın neresindensin?
- Where in Canada are you from?
Tom'un yeme isteği vardı fakat evde yiyecek bir şey olmadığı için yaşadığı yerden çok uzakta olmayan mahalle marketine gitti.
- Tom had the munchies, but since there was nothing in the house to eat, he went to the convenience store not too far from where he lived.
Tom Mary'nin yaşadığı yerden uzakta olmayan bir parça arazi aldı.
- Tom bought a piece of land not far from where Mary lives.
Tom, neredesin Seni özlüyoruz!
- Tom, where are you? We miss you!
Bütün sabah sana ulaşamadım. Neredesin?
- I haven't been able to reach you all morning. Where are you?
Tom! Neredesin? Buradayım! Ama burası nerede?
- Tom! Where are you? I'm here! But where is here?
The snowbirds travel where it is warm.
Their job is to go where they are called.
He is looking for a house where he can have a complete office.
Where no provision under this Act is applicable, the case shall be decided in accordance with the customary pratices.
I wonder whether Tom knows where my umbrella is.
- I wonder if Tom knows where my umbrella is.
I wonder whether Tom knows where Mary's umbrella is.
- I wonder if Tom knows where Mary's umbrella is.