Bütün paranın nereye gittiğini sanıyorsun?
- Where do you think all the money goes?
Ona nereye gittiğini sordum.
- I asked him where he was going.
Nerede oturmak istiyorsun?
- Where do you want to sit?
Kadını nerede gördün?
- Where did you see the woman?
Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where your father went?
Demiryolu istasyonu nerede?
- Where is the railroad station?
Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.
- We anticipated where the enemy would attack.
Havaalanı otobüsleri nereden kalkıyor?
- Where do the airport buses leave from?
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Hani küçük prensesim?
- Where's my little princess?
Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur.
- Foreign accent syndrome is an as-yet unexplained medical condition where the patient can no longer pronounce his mother tongue correctly and seems to have a foreign accent.
Durum ya batarsın ya da çıkarsın noktasına geldi.
- The situation has come to the point where we either sink or swim.
Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
- In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder.
- His dog follows him wherever he goes.
Tom Mary'nin babasının intihar ettiği yeri ziyaret etmek istemeyeceğini sandığını söyledi.
- Tom said that he thought Mary wouldn't want to visit the place where her father had committed suicide.
Tom altın paralarını koyduğu yerin mükemmel saklama yeri olduğunu düşünüyordu. Fakat, yanılıyordu.
- Tom thought where he put his gold coins was the perfect hiding place. However, he was wrong.
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Sizin için neresi uygun?
- Where's convenient for you?
Bu sıranın sonu neresi?
- Where is the end of this line?
Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder.
- His dog follows him wherever he goes.
Tom Mary'nin yaşadığı yerden uzakta olmayan bir parça arazi aldı.
- Tom bought a piece of land not far from where Mary lives.
Tom, neredesin Seni özlüyoruz!
- Tom, where are you? We miss you!
Bütün sabah sana ulaşamadım. Neredesin?
- I haven't been able to reach you all morning. Where are you?
Siz şu an neredesiniz?
- Where are you guys now?
The snowbirds travel where it is warm.
Their job is to go where they are called.
He is looking for a house where he can have a complete office.
Where no provision under this Act is applicable, the case shall be decided in accordance with the customary pratices.
I wonder whether Tom still remembers where we first met.
- I wonder if Tom still remembers where we first met.
I wonder whether Tom knows where my umbrella is.
- I wonder if Tom knows where my umbrella is.