when an event has occurred or a time has arrived

listen to the pronunciation of when an event has occurred or a time has arrived
Englisch - Türkisch

Definition von when an event has occurred or a time has arrived im Englisch Türkisch wörterbuch

come
{f} k.dili. beli gelmek, boşalmak; orgazm
come
önümüzdeki

Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum. - I want to come here next winter again.

Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak. - Her new novel will come out next month.

come
kopmak
come
edinmek

Bu günlerde iş edinmek zor. - Jobs are hard to come by these days.

İşsiz pek çok kişi ile işleri edinmek zordur. - Jobs are hard to come by with so many people out of work.

come
girmek

İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen. - Please make an appointment to come in and discuss this further.

Bir içki için girmek ister miydiniz? - Would you like to come in for a drink?

come
ödemek
come
gün doğmak (şans)
come
üretilmek
come
boşalmak
come
başlamak

O gelmese bile, biz başlamak zorunda kalacağız. - Even if he doesn't come, we'll have to begin.

Hemen geri gelmek zorundaydık çünkü okul başlamak üzereydi. - We had to come back soon because school was about to start.

come
elde edilmek
come
olmak

Tom'la birlikte olmak için geri geldin, değil mi? - You've come back to be with Tom, haven't you?

Tom'un hâlâ gelmeyi planladığından emin olmak zorundaydım. - I had to make sure Tom was still planning to come.

come
sperma
come
dönmek

Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı. - Tom had to go back the way he'd come.

Geri dönmek istemiyorsan, anlarım. - If you don't want to come back, I'll understand.

come
{f} tatmin olmak
come
{f} (came, come)
come
{f} gelmek. Come July and we'll be swimming. Temmuz geldiğinde denize girmiş olacağız
come
hadi

Hadi gel içeri. Paranı al ve çıktıktan sonra kapının kapandığından emin ol. - Come on in. Take your money and make sure the door is closed after you've left.

Bir UFO gördüğünü mü söylüyorsun? Hadi ama! - You say you've seen a UFO? Come on!

come
sakladığını çıkarıp vermek
Englisch - Englisch
come

Leave it to settle for about three months and, come Christmas time, you'll have a delicious concoctions to offer your guests.

when an event has occurred or a time has arrived

    Silbentrennung

    when an e·vent has oc·curred or a time has ar·rived

    Türkische aussprache

    hwen ın ivent hız ıkırd ır ı taym hız ırayvd

    Aussprache

    /ˈhwen ən ēˈvent həz əˈkərd ər ə ˈtīm həz ərˈīvd/ /ˈhwɛn ən iːˈvɛnt həz əˈkɜrd ɜr ə ˈtaɪm həz ɜrˈaɪvd/
Favoriten