Üzülmeyin, her şey düzelecek.
- Don't worry, everything will be OK.
Her şeyi sepetime koy.
- Put everything in my basket.
Tom'a herşeyin yolunda olduğunu söyle.
- Tell Tom everything's fine.
Aşık olmadığım herşeyi sıkıcı buluyorum.
- I find it boring everything I do not fall in love with.