O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.
- A very well known wine is produced in that region.
O, bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- As a singer, she's well known.
Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Sami hired a well known attorney.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
O meşhur bir sanatçıdır.
- He is a famous artist.
Adana'nın kebabı, Hatay'ın künefesi meşhurdur.
- Adana is famous for its kebab and Hatay for its kanafeh.
Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.
- The singer is famous not only in Japan but also in Europe.
Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- Her book is famous not only in England but also in Japan.
Mary tanınmış bir pop yıldızıdır.
- Mary is a famous pop star.
O tanınmış bir dağdır.
- That's a famous mountain.
Tom, çok iyi bilinen bir biyolog.
- Tom is a very well-known biologist.
Onun çok iyi bilinen bir aktris olduğu söylenilmektedir.
- It's said that she's a well-known actress.
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
- We got along famously.
A common approach is for the server to accept messages at a well-known port.
... He will be well known to you as with a background in print ...
... in 2011, population is declining in more than 50 countries. Not well-known. ...