Ben refah yaşayacağım.
- I'll live on welfare.
Sosyal refahla ilgili konferansa katıldı.
- She attended the lecture on social welfare.
Devletten aldığım yardımla geçiniyorum, ne arabam ne başka bir şeyim var.
- I'm living on welfare, without a car or anything.
Kurul sosyal yardımı görüşüyor.
- The committee is discussing social welfare.