Sosyal refahla ilgili konferansa katıldı.
- She attended the lecture on social welfare.
Ben refah yaşayacağım.
- I'll live on welfare.
Sami sosyal yardımlar alıyordu.
- Sami was receiving welfare benefits.
Devletten aldığım yardımla geçiniyorum, ne arabam ne başka bir şeyim var.
- I'm living on welfare, without a car or anything.