Ken o şarkıyı söylemeye devam etti.
- Ken kept on singing that song.
Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.
- I told the children to be quiet, but they just kept on being noisy.
O az önce izinli gitti.
- He's just gone on leave.
Tom hem Mary hem de Alice'le buluşmaya gitti.
- Tom has gone on dates with both Mary and Alice.