Seçeneklerimi tartmak zorundayım.
- I have to weigh my options.
Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
- An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
Avantajları ve dezavantajları düşünüp taşınmak zorundayız.
- We have to weigh the pros and cons.
Hobim ağırlık kaldırmak.
- My hobby is weight lifting.
Sınavlarınız olduğu zaman, ağırlık kaldırmak gerçekten stresi azaltır, ve bu zihniniz ve bedeniniz için de iyidir.
- When you're about to have exams, lifting weights really does relieve stress, and it's also good for your mind and body.
Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
- The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
Banyo tartısında kendimi tarttım.
- I weighed myself on the bathroom scales.
O, 80 kilodan daha fazla gelmektedir.
- She weighs more than 80 kg.
Bugünden başlayarak kendimi her gün tartmaya karar verdim.
- I have decided to weigh myself every day starting today.
Onların çantalarını tartmadım.
- I didn't weigh their bags.
Lütfen bunu tartar mısınız?
- Can you weigh this, please?
Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
- An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
Bir pound bir ağırlık birimidir.
- A pound is a unit of weight.
Tom ağırlık çalışması yapar.
- Tom does weight training.
Tom kilo vermek için kolay bir yol arıyor.
- Tom is looking for an easy way to lose weight.
Kilo vermenin tek yolu daha az yemektir.
- One way to lose weight is to eat less.
Tom yaklaşık 300 pound ağırlığında.
- Tom weighs around 300 pounds.
O, 270 paund ağırlığındadır.
- He weighs 270 pounds.
Towards the evening we wayed, and approaching the shoare , we landed where there lay a many of baskets and much bloud, but saw not a Salvage.