Seçeneklerimi tartmak zorundayım.
- I have to weigh my options.
Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
- An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
Avantajları ve dezavantajları düşünüp taşınmak zorundayız.
- We have to weigh the pros and cons.
Hobim ağırlık kaldırmak.
- My hobby is weight lifting.
Sınavlarınız olduğu zaman, ağırlık kaldırmak gerçekten stresi azaltır, ve bu zihniniz ve bedeniniz için de iyidir.
- When you're about to have exams, lifting weights really does relieve stress, and it's also good for your mind and body.
Satıcı bakır ölçeklerde peynir tartıyor.
- The seller weighs the cheese on the copper scales.
Banyo tartısında kendimi tarttım.
- I weighed myself on the bathroom scales.
O, 80 kilodan daha fazla gelmektedir.
- She weighs more than 80 kg.
Bugünden başlayarak kendimi her gün tartmaya karar verdim.
- I have decided to weigh myself every day starting today.
Onların çantalarını tartmadım.
- I didn't weigh their bags.
Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
- Canadian officials weighed the supplies of each man.
Mary onu elinde tarttı.
- Mary weighed it in her hand.
Tom, yerel bir spor salonunda ağırlık antrenmanı yaptı.
- Tom did weight training at a local gym.
Tuz ağırlıkla satılmaktadır.
- Salt is sold by weight.
Tom kilo vermek için kolay bir yol arıyor.
- Tom is looking for an easy way to lose weight.
Kilo vermenin tek yolu daha az yemektir.
- One way to lose weight is to eat less.
İnsan beyni yaklaşık üç paund ağırlığında.
- The human brain weighs about three pounds.
Tom yaklaşık 300 pound ağırlığında.
- Tom weighs around 300 pounds.
Towards the evening we wayed, and approaching the shoare , we landed where there lay a many of baskets and much bloud, but saw not a Salvage.