O, kalkış için hazırlandı.
- He got ready for departure.
Hava kötüleştiği için, kalkış ertelendi.
- The weather getting worse, the departure was put off.
Ayrılışını niçin ertelediğini biliyor musun?
- Do you know why he put off his departure?
Ayrılış tarihinizi öğrenebilir miyim?
- May I know the date of you departure?
Gidişini Pazara kadar erteledi.
- He put off his departure till Sunday.
Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
- Tom decided to postpone his departure.
Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın.
- In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.