O büyükannesinden sepet dokuma zanaatını öğrendi.
- She learned the craft of basket weaving from her grandmother.
Sepet dokuma ölen bir sanattır.
- Basket weaving is a dying art.
Bir Berberi halısı dokuyorum.
- I am weaving a Berber carpet.
Biz bir halı dokuyoruz.
- We are weaving a carpet.
Tibetli kilim dokumacıları geleneksel tasarımlar ve düğümler kullanır. Dolayısıyla onların kilimleri basit, doğal bir görünüme sahiptir.
- Tibetan rug weavers use traditional designs and knotting. Hence their rugs have a simple, natural look.
Büyük annem giysiler örmeyi seviyor.
- My grandmother likes to weave things.
Bu türde örümcekler ağ örmezler.
- This type of spider doesn't weave a web.
Onları nerede dokudun?
- Where did you weave them?
Tibetli kilim dokumacıları geleneksel tasarımlar ve düğümler kullanır. Dolayısıyla onların kilimleri basit, doğal bir görünüme sahiptir.
- Tibetan rug weavers use traditional designs and knotting. Hence their rugs have a simple, natural look.
The motorcycle is weaving in and out of traffic.
Sure, somewhere out there, college slackers were taking broom ball and underwater basket weaving. — The Columbus Dispatch, September 15, 2005.
That rug has a very tight weave.
The ambulance weaved its way through the heavy traffic.
This loom weaves yarn into sweaters.
Spiders weave beautiful but deadly webs.