O, ayakkabılarını giymek için eğildi.
- He stooped to put on his shoes.
O, ayakkabılarını giymek için durdu.
- He stopped to put on his shoes.
Üstüne paltonu giy. Giymezsen üşütürsün.
- Put on a coat. If you don't, you'll catch a cold.
O kazağını ters yüz giydi.
- He put on his sweater wrong side out.