weakness; defect

listen to the pronunciation of weakness; defect
Englisch - Türkisch

Definition von weakness; defect im Englisch Türkisch wörterbuch

failing
{s} yanılan
failing
sızmak
failing
zayıf nokta
failing
olmazsa
failing
kusur
failing
{f} başarısız ol

Ben yemek yapmakta başarısız oluyorum. - I am failing at cooking.

Onlar ekonomiyi düzeltmede başarısız olduğu için onu suçladılar. - They blamed him for failing to improve the economy.

failing
(isim) zaaf, ayıp, kusur, hata, eksiklik, zayıflık
failing
{f} başarısız ol: prep.-sız
failing
{e} yokluğunda
failing
{i} zayıflık
failing
zail olan
failing
eksilen
failing
{i} ayıp
failing
(sıfat) aksayan, yanılan, şaşan
failing
{s} şaşan
failing
edat olmadığı takdirde
failing
{i} zaaf
failing
failing that aksi takdirde
failing
{i} hata

İnsanoğlu çoğunlukla kendi hatalarına ve başarısızlıklarına karşı iç görüden yoksundur. - Human beings often lack insight into their own faults and failings.

Englisch - Englisch
failing
weakness; defect
Favoriten