Tom odunla yanan aşçı sobası için odun yardı.
- Tom chopped wood for his woodburning cook stove.
Tom odun kırarken, siz beyler ne yapıyordunuz?
- What were you guys doing while Tom was chopping wood?
Bu masa tahtadan yapılmıştır.
- This table is made from wood.
Benim bir tahta tarağım var.
- I have a wooden comb.
İyi yapılmış bir işle ilgili seni tebrik ederim.
- I congratulate you on a job well done.
Japon flütleri çoğunlukla bambu kamışından yapılır, fakat son zamanlarda bazı ağaç olanları ortaya çıkmıştır.
- Most Shakuhachi are made from bamboo, but recently some wooden ones have appeared.
O ağaçlığın perili olduğunu söylüyorlar.
- They say that the wood is haunted.
Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.
- This stool is made up of leather and wood.
Bu masa tahtadan yapılmıştır.
- This table is made from wood.
O, bir kitaplık yapabilmesi için biraz kereste satın alıyor.
- He is buying some wood so that he can make a bookcase.
Tom yosunlu, çürümüş keresteleri temizledi.
- Tom cleared away the mossy, rotten wood.