Geçen yıl nisan en sıcak aydı.
- Last year April was the warmest month.
Bugün yılın en sıcak günü.
- Today is the warmest day of the year.
Isıtmak için parmaklarına üfledi.
- He blew on his fingers to make them warm.
Isıtmak için ellerine üfledi.
- She blew on her hands to warm them.
1920'li yıllarda Almanya'da enflasyon o kadar yüksekti ki, ısınmak için para yakmak sıradan bir durumdu.
- In 1920s inflation was so high in Germany, it was an ordinary case to burn money to keep warm.
Penguenler ısınmak için bir araya toplanırlar.
- Penguins often huddle together to keep warm.
Bu ılık hava şubat için anormaldir.
- This warm weather is abnormal for February.
Ada yıl boyunca ılıktır.
- The island is warm all year.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of his hands.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of her hands.
Yeni başkan, sıcak ve samimi bir insandı.
- The new president was a warm and friendly man.
Mary çok samimi görünmüyor.
- Mary doesn't seem very warm.
Sıcak tutan bir çift çorap giyiyorum.
- I'm wearing a warm pair of socks.
Tom bazı sıcak tutan çoraplar giydi.
- Tom put on some warm socks.
Bugün güzel ve sıcak.
- It's nice and warm today.
Onun sıcak kişiliği güzelliğine çekicilik katıyor.
- Her warm personality adds charm to her beauty.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
- Tom is warm and generous.
Tom cana yakın bir adam.
- Tom is a warm-hearted man.
Tom oldukça cana yakın.
- Tom is quite warmhearted.
Isıtmak için ellerine üfledi.
- She blew on her hands to warm them.
Tom ateşle kendisini ısıttı.
- Tom warmed himself by the fire.
Bu aile bana nezaket ve içtenlikle karşıladı.
- This family gave me a warm welcome.
Sanırım film içten bir filmdi.
- I think the movie is a very heart warming one.
1920'li yıllarda Almanya'da enflasyon o kadar yüksekti ki, ısınmak için para yakmak sıradan bir durumdu.
- In 1920s inflation was so high in Germany, it was an ordinary case to burn money to keep warm.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
The tea is still warm.
It seemed I was too excited for sleep, too warm, too young.
Her classmates are gradually warming to her.
This is a very warm room.
... And on behalf of Google, let me extend our warmest welcome ...