Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.
- Winter is cold, but I like it.
Onun elleri buz kadar soğuktu.
- Her hands were as cold as ice.
Çok üşümüş hissetmiyorum.
- I don't feel too cold.
Parmaklarım o kadar üşümüş ki onlar uyuşmuş.
- My fingers are so cold they have gone numb.
Sonunda nezlesi geçti.
- She has finally recovered from her cold.
Anne yataktadır. O nezle olmuş.
- Mother is in bed. She caught a cold.
Tom üşümekten hoşlanmıyor.
- Tom doesn't like to be cold.
Soğuk algınlığını atlatmalısın.
- You should recover from your cold.
Birçok öğrenci soğuk algınlığından dolayı okula gelmedi.
- Several students were absent from school because of colds.
Hava daha da soğumuş gibi görünüyor.
- It seems to have gotten colder.
Tom üşümediğini söyledi.
- Tom said he didn't feel cold.
Tom üşümediğini söyledi.
- Tom said he wasn't cold.