warenhaus

listen to the pronunciation of warenhaus
Deutsch - Türkisch
er {va: rınhaus} s alışveriş mağazası
bonmarşe
Englisch - Türkisch

Definition von warenhaus im Englisch Türkisch wörterbuch

store
{f} depolamak

Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok. - I don't have enough space to store these boxes.

store
depo

Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum. - He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life.

Onu yapmayın! İlaç deposunda bir bilgisayar var. - Don't do that!!! There's a computer at the drug store.

store
{i} dükkân

Oyuncak dükkânı kapandı. - The toy store is closed.

Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım. - I bought a bottle of beer at the liquor store.

department store
(Ticaret) supermarket
department store
alışveriş merkezi
store
depoya koymak
store
(Denizbilim) saklantı
store
saklamak
store
bolluk
store
depola

Saman ahırda depolanır. - Hay is stored in the barn.

Biz samanı samanlıkta depoladık. - We stored the hay in the barn.

store
ç.erzak
department store
büyük mağaza,stok bölümü
department store
büyük mağaza
store
levazım
store
levazımını tedarik etmek
store
{i} hafıza
store
{i} stok, hazne
Deutsch - Englisch
store
warehousing
big store
department store