Ben sadece bir gezginim, bir ruhun saflığını arıyorum.
- I am just a wanderer, seeking for purity of a soul.
Çocuk kasabayı geziniyordu.
- The boy was wandering about the town.
Hangi yola gitmem gerektiğini fark etmeden önce gezinerek bir saat harcadım.
- I spent an hour wandering before I realised which way I needed to go.