Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.
- You have to wake up early tomorrow morning.
Bir fincan koyu kahve olmadan uyanmak zordur.
- It is hard to wake up without a strong cup of coffee.
Tom çocukları uyandırmak istemedi.
- Tom didn't want to wake up the kids.
Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı.
- Jim didn't wake up until his mother woke him.
Yedide uyandır lütfen.
- Wake up at seven, please.