Hepiniz aynı zamanda konuşmayın.
- Don't all speak at the same time.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Bu arada, bizimle kalabilirsin.
- Meanwhile, you can stay with us.
Bu arada, zaman tükeniyor.
- Meanwhile, time is running out.
Onlar aynı anda Paris'e vardılar.
- They arrived in Paris at the same time.
Aynı anda ikisini de yapabilir.
- He can do both at the same time.
Bu arada, zaman tükeniyor.
- Meanwhile, time is running out.
Bu arada, bizimle kalabilirsin.
- Meanwhile, you can stay with us.
Soğuk öyle ki kuşlar anında düştü.
- The frost was such that the birds fell on the fly.