vurguyla

listen to the pronunciation of vurguyla
Türkisch - Englisch
sforzando
A tempo mark directing that a passage is to be played with a strong initial attack
describing a passage having this mark
played in this style
A passage having this mark
an accented chord
A sudden stress or accent on a single note or chord This is indicated in a musical score by the marking "sf" [Dynamics Notation]
To be played with sudden force
Sfz, Sf: Sudden strong accent on a note or chord
(music) a notation written above a note and indicating that it is to be played with a strong initial attack
Sfz, Sf - Sudden strong accent on a note or chord
A musical direction meaning suddenly and strongly accented
Forcing or forced; a direction placed over a note, to signify that it must be executed with peculiar emphasis and force; marked fz (an abbreviation of forzando), sf, sfz, or &?
(music) a notation written above a note and indicating that it is to be played with a strong initial attack an accented chord
A sudden accent
sfz Play forcibly
sudden attack, with force
vurgu
(Hukuk) emphasis

He put emphasis on the importance of the exercise. - O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı.

He placed emphasis on the importance of education. - O, eğitimin önemini vurguladı.

vurgu
emphesis
vurgu
{i} point

I want to stress this point. - Bu konuyu vurgulamak istiyorum.

The teacher particularly emphasized that point. - Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.

vurgu
(Bilgisayar) highlight

The author's juxtaposition of the two characters highlights their flaws. - Yazarın iki karakterinin yan yana koyulması onların kusurlarını vurguluyor.

The author's juxtaposition of the two characters highlights their differences, but also their similarities. - Yazarın iki karakteri bir araya getirmesi, onların farklılıklarının yanı sıra onların benzerliklerini de vurguluyor.

vurgu
(Gıda) pulse
vurgu
(Dilbilim) stressed

I stressed the point. - Ben konuyu vurguladım.

He stressed the convenient aspects of city life. - Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.

vurgu
accent

In the word tomorrow, the accent is on the second syllable. - Tomorrow kelimesinde vurgu ikinci hecededir.

Where is the accent on the word 'Australia?' - 'Avustralya' kelimesinde vurgu nerede?

vurgu
{i} emphasize

I want to emphasize this point in particular. - Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.

You should emphasize that fact. - O gerçeği vurgulamalısın.

vurgu
ictus
vurgu
word accent
vurgu
decompression sickness
vurgu
stress

However, stressed Vladimir Putin, today is another situation. - Vladimir Putin vurguladı, ancak bugün başka bir durumdur.

I stressed the point. - Ben konuyu vurguladım.

vurgu
phonetics accent, stress
vurgu
stress; accent
vurgu
emphases
Türkisch - Türkisch

Definition von vurguyla im Türkisch Türkisch wörterbuch

Vurgu
aksan
vurgu
Konuşma veya okuma sırasında bir hece veya kelimenin diğerlerinden daha baskılı söylenmesi
vurgu
Konuşma ya da okuma sırasında bir hece ya da sözcüğün diğerlerinden daha baskılı söylenmesi
vurguyla
Favoriten