Dünya ihtiyaçlarımızı tatmin edebilir ancak hırsımızı değil.
- The earth can satisfy our needs but not our greed.
Sami, Leyla'yı yönlendiren tatmin edilemez hırstan tamamen habersizdi.
- Sami was completely unaware of the insatiable greed driving Layla.
Açgözlülük yedi ölümcül günahtan biridir.
- Greed is one of the seven deadly sins.
Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.
- The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.
O, açgözlü ve acımasız.
- He's greedy and ruthless.
Tom, bu kadar açgözlü olmamalıdır.
- Tom shouldn't be so greedy.
O bencil ve hırslıdır.
- He is selfish and greedy.
Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.
- The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.
Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.
- The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.