voluntary, free, unforced

listen to the pronunciation of voluntary, free, unforced
Englisch - Türkisch

Definition von voluntary, free, unforced im Englisch Türkisch wörterbuch

spontaneous
çabuk büyüyen (bitki)
spontaneous
anında yapılan
spontaneous
doğal

Doğal düşünmeyi öğretmek okullarda zordur. - Teaching spontaneous thinking is difficult in schools.

Tom çok doğal, değil mi? - Tom is very spontaneous, isn't he?

spontaneous
içten gelen
spontaneous
hazırlıksız
spontaneous
kendiliğinden olan
spontaneous
kendiliğinden

Tom'un gübre yığını o kadar çok ısındı ki o kendiliğinden yaktı. - Tom's compost heap got so hot that it spontaneously combusted.

Samanda kendiliğinden yangın başladı. - A spontaneous fire started in the hay.

spontaneous
Anlık gelişen, kendiliğinden olan, anında yapılan, spontane
spontaneous
spontaneity kendiliği
spontaneous
kendiliğinden yanma
spontaneous
{s} çabuk büyüyen [(Botanik) ]
spontaneous
{s} spontane, anında yapılan
spontaneous
insan gayreti olmadan meydana gelen
spontaneous
(Biyoloji) spontan

Keşke biraz daha spontan olsam. - I wish I could be more spontaneous.

Onlardan bir sürü spontan tekliflerimiz vardı. - We had a lot of spontaneous offers from them.

spontaneous
(Tıp) Kendi kendine olan, spontan
spontaneous
{s} otomatik olarak olan
spontaneous
(sıfat) içten gelen, kendiliğinden olan, doğal, düşünmeden yapılan, çabuk büyüyen [bot.], otomatik olarak olan
spontaneous
{s} kendiliğinden olan, spontane
Englisch - Englisch
{a} spontaneous
voluntary, free, unforced
Favoriten