Ken sonunda yapmak için yola çıktığı şeyi başardı.
- Ken finally accomplished what he set out to do.
Tom yapmak için başladığı her şeyi başarabildi.
- Tom was able to accomplish everything he'd set out to do.
O başladığı şeyi sonuçlandırır.
- He accomplishes whatever he sets out to do.
İyiyi başarmak için kötülük yapmak gerekli değil.
- It's not necessary to do evil in order to accomplish good.
Fred başarmak istediği amaçlardan karısına bahsetti.
- Fred told his wife about the goals that he wanted to accomplish.
Bana yardımcı olsaydın, işi başarabilirdim.
- If you had helped me, I could have accomplished the work.
On yılımı alsa bile, işi başarmaya kararlıyım.
- Even if it takes me ten years, I am determined to accomplish the job.