vollgepackt

listen to the pronunciation of vollgepackt
Englisch - Türkisch

Definition von vollgepackt im Englisch Türkisch wörterbuch

jam-packed
hıncahınç
jam-packed
kalabalık
jam-packed
tıka basa dolu

Tayfun nedeniyle, tren tarifesi bozuldu ve tüm trenler tıka basa doluydu. - Due to the typhoon, the train schedule was disturbed and all the trains were jam-packed.

Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu. - The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.

crammed
tık(mak)
crammed
tık

Çocuk bütün elbiselerini çantaya tıktı. - The boy crammed all his clothes into the bag.

Tom her şeyi valizine tıktı. - Tom crammed everything into his suitcase.