Yeni müze ziyaret etmeye değer.
- The new museum is worth visiting.
Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
- I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
Ziyaret eden yazarın onuruna bir parti düzenlendi.
- A party was held in honor of the visiting writer.
Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.
- Today's paper reports that the premier has given up the idea of visiting America.
Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
- I don't like visiting big cities.
Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
- Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
Ben, bir gün ülkenizi ziyaret etmek istiyorum.
- I'd like to visit your country someday.
Ben, Machu Picchu harabelerini ziyaret etmek isterim.
- I want to visit the ruins of Machu Picchu.
Kız arkadaşımı ziyarete gitmek için bazen otobüse binerim.
- Sometimes I take a bus to visit my girlfriend.
Tom, Kuzey Kutbu'nda Santa Claus'u ziyarete gitmek istediğini söyledi.
- Tom said that he wanted to go visit Santa Claus at the North Pole.
Şirketimize ziyarette bulunmak için zaman ayırdığınız için size teşekkürler.
- Thank you for taking the time out to pay a visit to our company.
Bana sürekli bahsedip durduğu şu apartmanı gerçekten gidip görmek istiyorum.
- I'd so love to visit that apartment he always keeps telling me about.
Gezimizin amacı arkadaşları ziyaret etmek ve bazı turistik noktaları görmektir.
- The purpose of our trip is to visit friends and see some tourist spots.
Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti.
- The President of France visited Okinawa.
Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
- The last time I went to China, I visited Shanghai.
Tom'un bir ziyaret için uğramak isteyip istemediğini göreceğiz.
- I'll see if Tom wants to come over for a visit.
Bir fincan kahve içerken onunla sohbet etti.
- He visited with her over a cup of coffee.
Sami ziyaretçilerle sohbet etti.
- Sami chatted to the visitors.
I'm just visiting for the day.
... with or without Congress to help stop more tragedies from visiting ...
... Afghanistan visiting some troops there. ...